30 Mayıs 2007 Çarşamba
28 Mayıs 2007 Pazartesi
1 Aylık Bebeğin Gelişimi (Neler Yapabilir?)
Yeşil tuniğim
Kayınvalidemin ördüğü yeşil tuniğim. Yakadan başlanarak örümcekle örülüyor. 1 kerede bitiyor. Dikiş ekleme derdi yok. Kızım doğmadan örülmüştü ama ben giyipte resmini çekememiştim. :) Şimdi ekledim...
24 Mayıs 2007 Perşembe
Havlu Kenarı
Gönderen Mine zaman: 13:04 0 yorum
Etiketler: Havlu Kenarı
Nisanur' un yeleği
19 Mayıs 2007 Cumartesi
18 Mayıs 2007 Cuma
Nisanur' un It's A Girl Kapı Süsü
17 Mayıs 2007 Perşembe
Veeee birtanemiz kızımız artık evimizde...
Merhaba arkadaşlar. 2 gündür ancak fırsat bulup bilgisayarın başına 5 dk. oturabildim. O kadar mutluyum ki sizlere anlatamam. Uzun bir maraton bitti ve 2 gün önce kızımız dünyaya geldi. Tabi ki geldiğinden beri de tüm ilgi ve alakayı bir de zamanımızı aldı :) Çok şükür sağlıklı ve çok çirkin bir bebek. En kısa zamanda kızımın fotografını sizlerle paylaşacağım.
Şimdilik ancak bu kadar durabiliyorum burada. Malum yine beni çağırıyor.
Siteyi ziyaret eden ve tebriklerini iletentüm arkadaşlarıma şimdiden çok çok teşekkür ederim.
En kısa zamanda sizlere küçük yaramazın yelek ve hırka örgülerini yayınlayacağım. Görüşmek dileğiyle...
14 Mayıs 2007 Pazartesi
Yatak ucu ve ara danteli
12 Mayıs 2007 Cumartesi
Kısa Süreli Ayrılık
Merhaba arkadaşlar. Artık doğuma sayılı birkaç gün kaldığı için şimdiden yazmak istedim. Birkaç gün siteye eklemeler yapamayabilirim. Gerçi doğuma kadar yine buralardayım ama belli olmaz tabi ki durumlar. O yüzden şimdiye kadar siteyi ziyaret etmiş olan ve edecek olan bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.
İnşallah bir daha ki siteye girişimde bebişin fotograflarını sizlere yayınlarım.
Kendinize iyi bakın... Sevgilerimle...
Tüm Anne ve Anne Adaylarının Anneler Gününü Kutlarım...
Anneciğim, hep sana seni ne kadar sevdiğimi, küçücük yüreğimdeki kocaman yerini anlatmak isterdim. Ama başaramadım. Çünkü hiç anlamaya çalışmadın. Bir gün sana bahçeden çiçek topladım. Bardağa koydum, sana getiriyordum ki, bardak birden bire elimden düştü, kırıldı. Çiçekle sana sevgimi anlatacaktım. Kırılan bardak için o kadar çok bağırdın ki, bir daha kimseye çiçek vermemeye yemin ettim.
Anne, benim küçük yüreğimde herkesi sevecek kadar yer vardı. Ben herkesi çok seviyordum. Ama sen insanların hep kötü olduklarını, onlara güvenilmemesi gerektiğini söyledin. Ben de artık insanları sevmiyorum.
Anneciğim, bir türlü küçük kafam almıyor, bana başkalarına vurmayı sen öğrettin. Ben doğduğumda vurmayı bilmiyordum ki, neden şimdi kardeşime vurmama kızıyorsun. Ben ona vurunca elime vuruyorsun.
Anne, babamı hiç sevmiyor musun? Hep beni onunla korkutuyorsun, onu sevmemi istemiyor musun?
Ben bir şeyi bağırmadan istersem vermiyorsun. Bağırarak istersem veriyorsun, o yüzden ben de hep bağırarak, ağlayarak istiyorum. Hem de dediğini yapmak için bağırmanı bekliyorum. Biliyor musun seni bağırtmak hoşuma gidiyor. O zaman benimle ilgilendiğini düşünüyorum.
Anne sana güzel bir haberim var: Artık yemeklerimi yiyeceğim. Bir an önce büyümek istiyorum. Neden mi? Seninle konuşurken yukarılara bakmaktan bıktım. Artık boynum ağrıyor. Eğer büyümem daha çok sürecekse, neden sen çömelerek benimle konuşmuyorsun? O zaman kendimi daha iyi hissedeceğim. Konuşurken gözlerini görmek istiyorum. Gözlerinin derinliğinde sevildiğimi anlamak istiyorum.
............
Anne beni neden dinlemiyorsun? Benim çizgi film kahramanlarım, kırılan oyuncağım, kaybolan kalemim neden seni ilgilendirmiyor? Beni de senin şefin, arkadaşının yeni aldığı çanta ilgilendirmiyor... Onları dinlemek istemiyorum. Senin beni dinlemeni, onların benim için ne kadar önemli olduğunu anlamanı istiyorum. Sadece büyüklere ait şeyler mi önemlidir?
Anne, yeni bakıcımı hiç sevmedim. Saçlarımı senin taradığın gibi taramıyor, bana eski bakıcımın baktığı gibi şefkatle bakmıyor. Anne sen bana neden şefkatle bakmıyorsun?
Anne, evdeki eşyaları, sehpayı, kül tablasını, televizyonu kıskanıyorum, onları kırmak, yok etmek istiyorum. Onlar olmazsa, beni daha çok seveceğini düşünüyorum. Hem de rahatça, onları kırma korkusu olmadan evin içinde koşup oynayabileceğim. Onları temizlemek için ayırdığın vakti bana ayırmıyorsun. Demek ki onları benden daha çok seviyorsun.
Anneciğim, evde oynamaktan bıktım. Dışarılarda koşup oynamak, minik su birikintilerine ayaklarımı sokmak, dökerek pasta yemek, elimle makarna yemek, ayranı üstüme dökmek istiyorum.
Anne ben yaşamak istiyorum. 'Yapma'ların, 'etme'lerin olmadığı, sevginin çok olduğu, annelerin çocuklarını anladığı bir yer istiyorum. O yeri bulmak için buradan gitmek istiyorum. Belki bir kuşun kanadında, belki bir çiçeğin yaprağında belki de bir balığın akvaryumunda...
11 Mayıs 2007 Cuma
Evlilik Yıldönümümüz ve Evlilik Yıldönümünü Unutan Erkeklerin Bahaneleri
Bugün evlilik yıldönümümüz. Dün internette gezinirken bu yazıyı buldum ve eklemek istedim siteye. Bakalım eşim aşağıdaki bahanelerden hangisini söyleyecek diye de aklımdan geçmedi değil :) Tabi bugün siteye bakarsa bunu görüp hatırlar :D
Aşkım; evlilik yıldönümümüz kutlu olsun... Allah bizlere bir ömür boyu sağlıklı, sıhhatli ve mutlu olarak bir arada yaşlanmayı, torunlarımızı sevmeyi nasip etsin...
* "Bilerek unutmuş gibi yaptım hayatım. Sanki evlilik yıldönümümüz denince 1 yıl daha geçmiş, sen 1 yaş daha yaşlanmışsın, ben de senin yaşını yüzüne vuruyormuşum gibi geliyor da, o bakımdan yani!"
* "Yahu Cavidan, tam sana en pahalısından bir hediye alıyorum, bir an düşündüm; evlilik yıldönümü, sevgililer günü, anneler günü... Bunlar hep tüketim ekonomisinin dayattığı harcama tuzakları değil mi? Ve dedim ki kendi kendime, benim Cavidan'ım bu tuzaklara düşmemi istemez. Düştüğümü görürse de beni eskisi kadar sevmez. Yanılmıyorum değil mi hayatım?!"
* "Heyyooo... Kazandım işte kazandım! Bizim Salih'le iddiaya girmiştik, takım elbisesine! Ben evlilik yıldönümünü unutmuş gibi yapıcam, benim hatun da bana acayip bozuk atacak dedim... Salih, 'Yenge öyle şey yapmaz' dedi. İddiayı ben kazandım. Aslan karım benim!"
* "Hiç unutur muyum ya?! Unutmadım tabii. Sadece seni görünce aklım başımdan gitti. Adımı unutmadığıma dua et. Yalanım varsa Tuncay demesinler. Yoksa Ekrem miydi?"
* "Evlilik yıldönümümüzü mahsus unuttum. Bir sor 'niye' diye. Çünkü bu evlilikten çok sıkılmışım da yılları sayıyormuşum gibi hissettim birden ve çok saçma buldum bu adeti. Yemek yerken biri lokmalarımı sayıyormuş gibi yahu. Çok saçma değil mi sence de?!"
* "Evlilik yıldönümü aslında yanlış kutlanıyormuş. Daha doğrusu aslında kutlamamak gerekiyormuş. Eğer kutlarsan 'oh be bu yılı da bi şekilde kazasız bitirdik. Nasıl dayanıyorum ben bu adama veya kadına valla pes' anlamına geliyormuş. Hani zor bi şeyi başarınca kutlar ya insan. Onun gibi..."
* "Ya biliyorsun, Portekizli bir bilim adamı yılların aslında 1 saniye uzun olduğunu keşfetti. Bu hesaba göre milyonlarca yıldır bu böyleyse, ekle o 1 saniyeleri uç uca... Ben hesapladım. Evlilik yıldönümümüz tam 6 ay sonra..."
* "Hani o gün nikah masasında ayağına biraz sert basmıştım da, iki hafta alçıyla gezmiştin ya... İşte o acıyı sana tekrar hatırlatmamayım dedim bebeğim. Fena mı ettim?! Ben seni üzmek ister miyim hiç?!"
* "Sen kimsin? Adın ne? Ne arıyorsun bu evde? Ben kimim? Niye buradayım? Ne evlilik yıldönümü? Ben evli miyim ki? Hatırlamıyorum. Annnneeee... Aaahhh Başım. Hatırlıyorum. Evet. Başıma tuğla düşüyor, çok canım acıyor... Sana aldığım hediyenin paketini elimden düşürüyorum. O ne? Bir köpek. Bir sokak köpeği kapıp kaçıyor paketi!! Hayıııırr!!"
* "Neee? Bu gece evlilik yıldönümümüz ve ben bunu unutup arkadaşlarla halı saha maçına gittim ha?! Yani sen buna inandın öyle mi? Beni hiç tanımamışsın Keriman. Arkadaşlarla halı sahaya gittiğimiz doğru. Ama top oynamaya değil. Antrenman yapmaya. Form tutmaya. Peki niçin? Bu gece için. İlk gecemizi aynı şiddette, aynı performansta kutlayabilmemiz için. Ve şimdi kendimi bomba gibi hissediyorum hayatım. Bu gece uzun olacak diyorum başka da bir şey demiyorum..."
* "Valla benden uzun yaşayacaksın. Ben de tam evlilik yıldönümünü kutlayacaktım şimdi!"
* "Hayır işte, unutmadım. Bu gece evlilik yıldönümümüz ama bir şeyin daha yıldönümü hayatım. Titanic; o muhteşem gemi yıllar önce bu gece battı. Yüzlerce insan buzulların arasında titreye titreye son nefesini bu gece verdi. Böylesi bir gecede senin içinden kutlama yapmak geliyorsa yapalım hayatım. Ama bil ki benim içim kan ağlıyor. Şimdi izninle seni o çaresiz insanlar için 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum."
* "Bu gece evlilik yıldönümümüz mü? Ya bak, aşkım görüyor musun o kadar da parmağıma ip bağladım unutmayayım diye. Hatta bak ip burada. Eee ip nerede peki? Haydaaaa... Onu da bağlamayı unutmuşum iyi mi?! Ne olacak bu benim unutkanlığım Şinasi?" (Alıntıdır.)
10 Mayıs 2007 Perşembe
Bu da benim bolerom
Bolerodan bir süredir moda oldu. Bende kusur kalmadım bu akımdan. Aslında üzerimdeyken fotoğrafları çekecektim ama malum olduğu üzere üzerime giyemiyorum şu an boleroyu :) İnşallah en kısa zamanda bende giyip siftahımı yapacağım. Sağolsun kayınvalidem orta bölümünü ördü. Nako satenle 2 düz 2 ters lastik örüldü. Kenar oyasını genelde örümcek yapıyorlar. Biz komşumuzda bu örneği bulduk ve hoşumuza gidince de kenar oyasını bu örnekle yaptık. Kenar oyası tarafımdan yapıldı. Yani benimde katkım oldu bu işe.
KİTAP YARDIMI KAMPANYASI
Merhaba arkadaşlar
Bugün sizlerden bir yardım istemek için buradayım. Samsun Terme ilçesine bağlı Meşeyazı Köyündeki Meşeyazı İlköğretim okuluna kitap yardımı kampanyası düzenlemiş bulunmaktayız. İlçe Emniyet Müdürlüğü olarak bu okuldaki öğrencilerimizin bir kütüphanesinin olmadığını bir öğrencinin mektubundan öğrendik ve kendimizi bu konuda sorumlu hissettik. Ve bizler kitaplarımı Emniyet olarak toplamaya başladık. Eğer sizde bu konuda bize destek çıkmak isterseniz çok seviniriz. Kitapların ilkokul düzeyinde olması ricamızdır. Zira okulumuz küçük ve 5 sınıflık bir okuldur.
Eğer bu okuldaki güzel çocuklarımıza kitap yardımında bulunmak isterseniz bize ulaşabilmek için adresimizi bildirmek istiyorum.
İlçe Emniyet müdürlüğü
Terme SAMSUN
mavilaleArkadaşımızdan alıntı bir yazıdır.Sizler de bu yazıyı bloglarınızda ve çevrenize duyurun ve OKUYAMAYAN ÇOCUĞUMUZ kalmasın
9 Mayıs 2007 Çarşamba
Bebek Yeleği
8 Mayıs 2007 Salı
Elimdeki iş...
Anne/Baba Yemini
7 Mayıs 2007 Pazartesi
5 Mayıs 2007 Cumartesi
Tülbent oyaları
4 Mayıs 2007 Cuma
Yatak ucu takımı
3 Mayıs 2007 Perşembe
Bohça köşesi
Gönderen Mine zaman: 15:10 0 yorum
Etiketler: Bohça Köşesi
MERHABALAR...
Burada yapmak istediğim şey herşeyden bahsetmek. Yani evişleri, bebek bakımı, elişleri, yemek tarifleri.....
İnşallah zaman bulup buraya yetişebilirim.
Sevgilerimle.....